|
|||||
Ecnebi ve söze yerli Truva Atları ile birlikte İslamın ve Türk’lüğün en korkunç düşmanlarının 10 seneden daha uzun zamandır türlü yalan, dolan ve entrikalarla engellemeye çalıştığı son derece kritik ve stratejik içerikler, böylelikle bir kez daha Türkiye'nin en güzide inanç, iman, düşünce ve ülkü gazetelerinden biri olan Akit Gazetesi tarafından 09.10.2012 tarihinde Anasayfa ve 10.Sayfadan haberleştirilerek Türk Kamuoyu'na "Atatürk'e de Otopsi Yapılsın" ve "Zehirlendiği İddiaları Araştırılsın" Manşetleriyle duyuruldu. 10.10.2012 tarihinde, Türkiye'nin en güzide inanç, iman, düşünce ve ülkü gazetelerinden biri olan Akit Gazetesi, keza Manşetten bir devam haberi yayınlayarak, Kültürel Genetik™ Araştırmaları Düşünce ve Teşhis Platformu Onursal Başkanı Sayın Dr. Dr. h.c. F. Deniz Şar'ın, 1. Cumhurbaşkanı'na da Otopsi yapılması ile ilgili görüş ve taleplerine verilen desteği haberleştirdi. Aynı tarihte Habervaktim İnternet Haber Sitesi de Kültürel Genetik™ Araştırmaları Düşünce ve Teşhis Platformu Onursal Başkanı Sayın F. Deniz Şar'a verilen bu destek haberini de Manşetten vererek, Vakit Gazetesi tarafından yayınlanan içerikleri internet ortamında yayınladı. |
|||||
|
|||||
ATASOY: NE ÇIKACAĞINI BİLEMEZSİNİZ
Kültür Genetik Araştırmaları
Düşünce ve Teşhis Platformu Onursal Başkanı Deniz Şar’ın
önerisini Akit'e değerlendiren Adli Tıp Enstitüsü eski Başkanı
Prof. Dr. Sevil Atasoy, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın mezarının
açılması tartışmalarına dikkat çekerek, Atatürk'ün mezarının
açılmasıyla neyle karşılaşılacağının bilinmediğini söyledi.
Özal'ın mezarının açılmasıyla bir şey elde edilemeyeceği
yönündeki iddiaları hatırlatan Prof. Atasoy, “Kemikten başka
çıkmaz' denildi. Neyle karşılaşıldı gördünüz. Bozulmamış bir
cenaze gördük. Onun için açmadan, hiç kimse için bir şey
söylenemez” dedi. Atatürk'ün ölümüyle ilgili tutulan tutanağı
hatırlatan Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Çok ayrıntılı bir tıbbi
belge var. Orada başka bir türlü şüphe yokmuþ onların aklında.
Onun için otopsi yapmamışlar. 8-10 kişinin imzaladığı bir belge
var. Neden öldüğünü açıklamışlar. Karaciğer sirozu konusunda
hemfikir olmuşlar. Dolayısıyla bir otopsi yapmamışlar. Bu iş
doktorlarının kararına kalmış bir durum” diye konuştu.
Elimizde çok yakın ve somut bir
örnek olarak Özal'ın mezarından çıkanların bulunduğunu anlatan
Atasoy, şu çarpıcı değerlendirmede bulundu: “‘Bir şey çıkmaz'
denilen mezardan neler çıktı. Ne dendi ne çıktı. Hiç belli olur
mu Allah'ın işi? Su çıktı mesela. Bu su sayesinde neler neler
korunmuş. Hiç bilinmez. Ne çıkar bilinmez. Atatürk'ün mezarında
da ne var bilemezsin ki. Özal'ı koruyan tahnit değil. Her tahnit
olan mutlaka korunur diye bir şey yok. Niye tahnit yapıyorlar?
Kısa süreli tahnit yapıyorlar. Gömülünceye kadarki süre için
yapıyorlar. Ama bu bir mumyalama değil. Atatürk için Mısır
firavunları gibi bir mumyalama yapmamışlar. O da tahnit.
Katafalka konacak ve insanlar önünden geçecek ya... O süre
zarfında kokmasın diye tahnit yapıldı. Yoksa çok kötü olur,
yanından geçemezsin yani.”
Atatatürk'ün nasıl öldüğünün
belli olduğunu belirten Prof.Dr. Sevil Atasoy, “Netice ortada,
uygulanan tedaviler ortada. O tedaviler doğru mu yanlış mı,
fazla mı ilaç verildi, az mı ilaç verildi. Orası tartışılır. O
tarihteki tababet de bugünküyle kıyaslanmaz tabii ki. O
zamankiler kendilerine göre bir şeyler yapmışlar. Ama onu
anlamak mümkün olmaz. Tıbbi müdahale mi tepti, orada ilaç mı
zamanında verilmedi, eksik verildi, fazla verildi bilinmez.
İlacı, antibiyotiği bile zamanında almazsan veya az alırsan
fayda sağlamıyor. Şimdi burada 1930'ların hekimliğiyle 21.
yüzyıl hekimliği mukayese edilmez tabii. O zamanki hekimler
kendilerine göre doğru bir teşhis koyup bir tedavi uygulamışlar.
Teşhis karaciğer sirozu. Bugün bile olsa karaciğer sirozu
hastasını kolay kolay ayakta tutamazsın. Onun için ben bir fayda
getireceğini düşünmüyorum. Çünkü o günkü şartlarda ne tür bir
tedavi yapılması gerekiyorsa yapmışlar” şeklinde konuştu. |
|||||
" Stratejik ortak olan Amerika ile Türkiye değil, her iki ülkeyi de sırılsıklam ele geçirmiş bulunan uluslararası siyonizm ve o gizli devletin iş birlikçileridir. Bu itibarla, tarih yeni bir uyanışın, yeni bir bilinçlenmenin ve yeni bir rönesansın eşiğindedir." |
|||||
|
|||||
Home I İletişim I Kitaplar I Konular I Komplo I Söyleşiler I Bültenler I Konferanslar I Çete Raporları I Haberler I Raporlar I Sözlük |
|||||
Geri Zekalılara Özel I Psikolojik Savaş Siteleri I Karanlığın Finansörleri I Platforma Giriş Prosedürü I Site Plan I Devam |
|||||
Kültürel Genetik I Kurumsal Genetik I Cultural Genetics I Corporate Genetics I F. Deniz Sar |
|||||
Cultural Genetics Technologies I Deşarj™ Televizyonu I Deşifre I Site Plan |
|||||
Kültürel Genetik™, Kurumsal Genetik™, Cultural Genetics™, Corporate Genetics™, Cultural Genetics Technologies™ ve adı geçen tüm sair isimler, tüm ulusal ve uluslararası telif hakları ve Genel Teorileri ve bu Genel Teorileri oluşturan alt konsept, kavram ve markaları 1980 tarihinden beri Sayın Dr. Dr. h.c. F. Deniz Şar’a ait, her hakkı her ülkede ve her dilde mahfuz, ulusal ve uluslararası telif ve marka yasa, yönetmelik, düzenleme veya teamülleri ile korunmuş markalardır. Dr. Dr. h.c. F. Deniz Şar’ın yazılı izni olmadan, hiç bir şekil, suret ve teknoloji ile ve hiç bir amaç için kullanılamaz, çoğaltılamaz, yorumlanamaz, alıntı yapılamaz ve kopyalanamazlar. Çağdaş, ulusal ve uluslararası telif ve marka yasa, yönetmelik, düzenleme veya teamüllerini zedeleyen aksi tutum ve davranışlar ayrıca ihtar edilmeden kanuni takibata maruz kılınacaktır. © Copyright, Dr. Dr. h.c. F. Deniz Sar, 1980-2096. Her hakkı Tüm dünyada mahfuzdur. All rights are reserved worldwide. |
|||||