Siyonisti Kızdİran Milli MİT
Siyonisti
kızdİran millî MİT
Siyonistlerin, İsrail adına casusluk
yaptığı iddia edilen İranlı ajanların İran’a ihbar edildiğine
yönelik haberler yayınlatarak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı hedef
alması hem hükümet yetkililerinin hem de strateji uzmanlarının
tepkisini çekti. Siyonistleri kızdİran şeyin, MİT’in bağımsız
yapılanması ve yabancı ajanların önünün kesilmesi olduğu
belirtiliyor. Fidan’a destek veren Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu, “Fidan bağımsız bir istihbarat yapılanması kurarak ve
Türkiye topraklarında başka istihbarat birimlerinin faaliyetine
izin vermeyerek vazifesini yapıyor. Türkiye toprakları başka
ülkelerin operasyon sahası değildir. Bugün Sayın Fidan’a sahip
çıkma günüdür” dedi.
Siyonisti kızdİran millî MİT
HABER MERKEZİ - Fidan’a destek veren
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Fidan bağımsız bir istihbarat
yapılanması kurarak ve Türkiye topraklarında başka istihbarat
birimlerinin faaliyetine izin vermeyerek vazifesini yapıyor.
Türkiye toprakları başka ülkelerin operasyon sahası değildir.
Bugün Sayın Fidan’a sahip çıkma günüdür” dedi.
Kanal 7’de önceki gece yayımlanan “İskele
Sancak” programına konuk olan Davutoğlu, gündemdeki konuları
değerlendirdi.
Ahmet Davutoğlu, son dönemde ABD basınında kendisi, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı hedef alan
iddialara ilişkin olarak, 2002 yılından bu yana dış politikayla
ilgili kritik dönemlerde bu tür karalama kampanyalarıyla
karşılaştıklarını söyledi.
“Sizi sürekli psikolojik baskı altında tutarak yürütmeye
çalıştığınız dış politikanın özgün ekseninden saptırmaya
çalışıyorlar” diyen Davutoğlu, Türkiye’nin dış politika
konusunda her zaman tüm taahhütlere sadık kaldığını vurguladı.
Davutoğlu, Türkiye’nin arkasına milleti alan bir hükümeti olduğu
için içeriden ve dışarıdan hedef alınamadığını ve bunun yerine
kritik süreçlerde rol alan kişilerin hedef alındığını anlattı.
Türkiye’nin Suriye dışındaki dış politikaların tümünde bir
başarı hikayesi olduğunu belirten Davutoğlu, ülkedeki dış
temsilciliklerinin sayısının yaklaşık yüzde 40 arttığına dikkati
çekti.
Davutoğlu, Hakan Fidan’ın bütün Gazze süreçlerinde ve İsrail ile
dolaylı görüşmelerde yer aldığının altını çizerek, Fidan’ın o
dönemdeki çalışmalarda herkesin takdirini kazandığı için MİT
Müsteşarlığını yürüttüğünü ve bu alanda çok önemli yapısal
değişiklikler yaptığını kaydetti.
FİDAN VAZİFESİNİ YAPIYOR
İstihbaratın bir devletin mahremi
olduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
“Eğer o mahrem sadece o devletin birimleri tarafından ve sadece
o millete hizmet için kullanılmazsa, stratejinizin bir yere
oturması mümkün olmaz. Bu yazıları okuduğunuzda, Sayın Hakan
Fidan bağımsız bir istihbarat yapılanması kurmakla ve Türkiye
topraklarında başka istihbarat birimlerinin faaliyetine izin
vermemesiyle suçlanıyor. Yani vazifesi dolayısıyla suçlanıyor.
Türkiye toprakları başka ülkelerin rahatlıkla operasyon
yapabildiği bir ülke değildir. Bu, bağımsızlığın bir gereğidir.
Bu iddiaların doğru olduğu anlamında demiyorum ama zaten
istihbarat birimleri kendi ülkelerinin menfaatleri doğrultusunda
çalışırlar.
Öylesine tutarsız şeyler ki bir taraftan Fidan’ın İran’a yakın
durduğu ama aynı makalenin içinde Suriye’deki İran etkisine
karşı savaşan gruplara destek verdiği itham olunuyor. Bu çok
ağır bir ithamdır. Bizim hiçbir devlet adamımız herhangi bir
devlet adına hareket etmez. Hem onu diyecekler hem de aynı
kişiyi İran’ın Suriye’deki operasyonlarına karşı mücadele eden
gruplara destek vermekle itham edecekler. Çizdikleri portre
tamamıyla şahsiyete dönük. MİT Müsteşarımıza dönük açık
tehditler var. Açıkçası bugün bu ithamlara maruz kalan Sayın
Fidan’a bir anlamda sahip çıkma günüdür. Bu konuda hiç kimsenin
tereddüdünün olmaması gerekir. Sayın Fidan kendi şahsi istikbali
için değil Türkiye için bu çalışmaları yürütüyor.”
Yapılmak istenen şeyin yeni Türkiye paradigmasını sarsmak
olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Bazı konumlar vardır ki
kendilerini savunamazlar. Sayın Fidan demeç de veremiyor. O
anlamda bir ihtiyaç içinde de değil. Yaptığı işten, attığı
adımdan emin. Moral bozukluğu söz konusu değil” diye konuştu.
GELİŞEN TÜRKIYE RAHATSIZ EDİYOR
Ortadoğu’daki gelişmelerde Türkiye’nin
artan etkisinden rahatsız olan dış unsurların bulunduğunu
vurgulayan Davutoğlu, Türkiye’de de muhalifler tarafından
kimyasal silah üretildiğine ilişkin haberler yapılması yönünde
dışarıdaki gruplardan sipariş verildiğini anlattı.
Bakan Davutoğlu bu konuda ellerinde belgeler de olduğunu ifade
ederek, “Belli ajanslar var ki son üç yıldır ürettikleri her
haber yönlendirilmeli. Bunun bazıları İran, bazıları da İsrail
ajanslarıdır” dedi. Davutoğlu, meselenin Türkiye’yi zan altında
bırakmak olduğunu vurguladı.
FÜZE İHALESİ ŞEFFAF YAPILDI
Çin’le imzalanan balistik füze
anlaşmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, şu anda
Türkiye’ye resmen bu konudaki gelişmeyi merakla veya
tedirginlikle soran iki ülkenin ABD ve Fransa olduğunu anlattı.
“Onların da sormalarından daha doğal bir şey yok. Çünkü ilk üçe
giren diğer iki şirket ABD ve Fransa şirketidir” diyen Davutoğlu,
ihalenin son derece şeffaf bir şekilde yapıldığını belirtti.
Türkiye’de üretim, fiyat ve süre konusunda optimizasyon
yapıldığını ve nihai kararın da verilmediğini anlatan Davutoğlu,
“Ihtiyaçları karşılayan yeni tekliflerle gelinirse neden olmasın.
Herhangi bir ön yargıyla bu karara varılmış değil ki. Aksine son
derece objektif kriterler ortaya konuldu ve bu neticeye gelindi.
Bunun değişmesi isteniyorsa o zaman Türkiye’nin talepleri
dikkate alınmalı” yorumunda bulundu.
İsrail’in korkusu 28 Şubat dâvâsı!
Milli Istihbarat Teşkilatı (MİT)
Müsteşarı Hakan Fidan’ın, KCK soruşturmasının ardından önce
Amerika, şimdi de Siyonist İsrail tarafından hedef alınması
anlamlı bulundu. Gazetemize konuşan istihbarat uzmanları ve
gazeteciler, Hakan Fidan’ın istihbaratı millileştirdiği
gerekçesi ile hedef alındığını, İsrail’in 28 Şubat davasında
darbecilerle bağlantılarının ortaya çıkacağı korkusuyla Hakan
Fidan’ı suçladığını söylediler.
NAİM TAŞBAŞI / İSTANBUL -
Milli Istihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan’ın, KCK
soruşturmasının ardından önce Amerika, şimdi de Siyonist İsrail
tarafından hedef alınması anlamlı bulundu. Gazetemize konuşan
istihbarat uzmanları ve gazeteciler, Hakan Fidan’ın istihbaratı
millileştirdiği gerekçesi ile hedef alındığını, İsrail’in 28
Şubat davasında darbecilerle bağlantılarının ortaya çıkacağı
gerekçesiyle korktuğunu ve Hakan Fidan’ı suçladığını söylediler.
Siyonist İsrail; İran’da faaliyet gösteren 10 ajanının Hakan
Fidan’ın bilgi vermesi üzerine öldürüldüğünü iddia ediyor.
“28 ŞUBAT İsrail LOBILERININ TEMIZLENMESI IÇIN BIR FIRSAT”
Emniyet Istihbarat Dairesi Eski Başkan Vekili Bülent
Orakoğlu, 28 Şubat soruşturmasının İsrail lobilerinin
temizlenmesi için bir fırsat olduğunu söyledi.
Orakoğlu, Türkiye’nin AK Parti’nin iktidar
olmasından sonra dış politikada eski dönemlere oranla hem
Ortadoğu’da, hem de dünyada bağımsız bir politika izlemeye
başladığını belirterek, “Başta Müslüman ülkeler olmak üzere
ezilen ülkelerin hak ve hukukları dünyada korunmaya çalışıldı.
Bu yapılırken de yumuşak bir politika izlendi ve çok başarılı
adımlar atıldı” dedi.
Türkiye’nin, başarılı dış politikası
neticesinde Ortadoğu’da bölgesel ve küresel bir güç olma şansını
yakaladığını hatırlatan Orakoğlu, “Türkiye, bunu yaparken de
olaylara sömürge gözüyle değil insani duygularla yaklaştı. Bu
yeni Türkiye vizyonunda Hakan Fidan’ın önemli bir rolü vardı.
Çünkü 28 Şubat sürecine baktığımız zaman Milli Istihbarat
Teşkilatı içerisinde çok ciddi anlamda İsrail’le yakınlaşmalar
olduğu anlaşılmıştı. 28 Şubat soruşturmasıyla sivil ayağının
ortaya çıkması Batılı ve Yahudi lobilerini gündeme getirecekti.
Hakan Fidan günah keçisi ilan edildi, asıl hedefin Başbakan ve
AK Parti hükümeti olduğu anlaşılıyor. Yani bu hükümeti düşürmek
için her yolu deniyorlar. Mısır üzerinden Türkiye’de global bir
irtica tehdidi oluşturarak AK Parti hükümetini yıkmaya
çalıştılar, Gezi kalkışmasını denediler” diye konuştu.
“İSRAİL KENDİ ÇIKARLARI İÇİN EZELİ DÜŞMANLARIYLA İŞBİRLİĞİ
YAPIYOR”
“Dış dünya demokrasiyle, oyla
götüremediği hükümeti çeşitli ayak oyunlarıyla götürmeye
çalışıyor” diyen Orakoğlu, “Bu çok sırıtan bir psikolojik
harekâttır. Bunun arkasında başka sebepler olduğu çok açıktır.
İsrail lobileri geçmiş dönemlerde Türkiye’nin hem dış hem de iç
politikalarında önemli bir güce sahipti. Şimdi bu lobilerin
büyük bir kısmının yok olmaya başladığını gördüler. Lobilerinin
yok olmasını engellemek için Hakan Fidan’ı hedef gösterdiler,
ama asıl hedef hükümet ve önümüzdeki yerel seçimlerdir. Gezi
kalkışmasında devreye giren dış dünya medyasının AK Parti’yi
yıkmak için faaliyete geçtiğini hepimiz gördük. Bu medya
unsurları şimdi yine devreye girdi. Hedef kamuoyunun ve halkın
hükümete olan güvenini sarsmaktı. Türkiye’yi ve Hakan Fidan’ı
İran’la işbirliği yapmakla suçlayanlar kendi ülkelerinin
çıkarları için ezeli düşman olarak gördükleri ülkelerle
istihbarat alanında iş birliği yapabiliyorlar. 28 Şubat
soruşturması İsrail lobilerinin temizlenmesi için bir fırsattır”
şeklinde konuştu.
Kampanyanın iki ayağı ABD ve İsrail
Kültürel Genetik Araştırmaları Platformu Onursal Başkanı Deniz
Şar: “Iddiayı ortaya atan Washington Post geçtiğimiz aylarda
Yahudi Jeff Bezos’a peşkeş çekilmişti. Karalama kampanyasının
ayakları ABD ve İsrail.”
SINAN YAVUZOĞLU/ANKARA - Bir süre önce
el değiştirerek uluslararası siyonizmin güdümüne giren
Washington Post’un köşe yazarlarından David Ignatius, Türkiye
merkezli önemli iddialar içeren bir makale yayınladı.
Ignatius’un iddiasına göre, Ankara, Mossad için çalışan 10
İranlı ajanı Tahran’a ihbar etti. Iddiaya göre İranlı ajanlar
Mossad temsilcileriyle görüşmelerini Türkiye’de
gerçekleştiriyordu. Iddialara yönelik taraflar henüz kapsamlı
açıklamalarda bulunmasalar da, yazının yayınlandığı yayın organı
ve zamanlama dikkat çekti.
SİYONİZMİN YENİ SİLAHI; WASHINGTON POST
Konuyu Yeni Akit’e değerlendiren
Kültürel Genetik Araştırmaları Düşünce ve Teşhis Platformu
Onursal Başkanı Dr. Deniz Şar şunları söyledi: “Öncelikle bu
haberin Türkiye aleyhine bir kampanya olduğunu söylemek
gerekiyor. Ayrıca bu operasyonun aracı olarak kullanılan
gazetenin seçimi de dikkat çekici. Bilindiği üzere Washington
Post Gazetesi geçtiğimiz aylarda çok ucuz bir bedelle New
York’lu bir Yahudi olan Amazon firmasının sahibi Jeff Bezos’a
adeta ‘peşkeş’ çekilmişti. Bu gelişmenin ardından böylesi
operasyonlar beklemek gerekirdi zaten.”
DENGELERE MÜDAHALE GİRİŞİMİ
“Biz Washington Post’un el
değiştirmesi olayını, uluslararası arenada itibar kaybı yaşayan
diğer ‘subjektif’ ve ‘yalancı’ Amerikan medya organlarının sebep
olduğu boşluğu doldurmak olarak değerlendirmiştik. Ayrıca bu
haberin orada patlatılması Türkiye, İran ve İsrail arasındaki
dengelere müdahale etmeye yönelik bir girişim olarak
görülebilir.”
“OLUMLU SONUÇLAR İŞARET EDİYOR OLABİLİR”
Makalenin doğru bilgiler içermesi
durumunda değişik yorumlar ve sonuçların
değerlendirilebileceğini kaydeden Şar, şu hususlara
dikkat çekti: “Eğer bu haber doğruysa Adnan Menderes’ten
itibaren süren İsrail ile Türkiye’nin stratejik istihbarat
üretim ve paylaşım sürecinin tam anlamda bittiğinin işareti
olarak değerlendirilebilir. Bu Türkiye için tabiî ki olumlu bir
gelişmedir.”
AMERIKA NEDEN SESSİZ?
“Iddiaların doğru olması durumunda,
İsrail’le arasında en üst düzeyde istihbarat paylaşımı olması
sebebiyle Amerika’nın da olaydan haberdar olması gerekirdi.
Ancak Amerikan cephesinden bir açıklama veya hamle gelmemesi
dikkat çekici. Bu yönüyle Washington Post’un bu habere yer
vermesinde Amerikan makamlarını da etkileme çabası okunabilir.
Söz konusu ajanların gerçekten varlığı durumunda bunların
yalnızca İsrail’e değil aynı zamanda Amerikan istihbaratına
çalıştığını da kabul etmek gerekir.”
AJANLAR İRANLI GİZLİ YAHUDİLER Mİ İDİ?
Öte yandan iddia edilen İran’lı Mossad
ajanlarının kimlikleri noktasında herhangi bir bilginin
sızmaması üzerinde durulmalıdır. Iddiaya göre Mossad bunları
Türkiye’den idare etmektedir. Bizde şunu düşünüyoruz, bunlar
esasında İranlı filan değil, İran’daki gizli Yahudilerdir.”
HEDEF HAKAN FİDAN OLABİLİR?
“2012 başında olmuş. Neden bu haber
şimdi çıkıyor piyasaya. İsrail bunu şimdi mi fark etti. Bu pek
inandırıcı gelmese de, belki İran bunları gizlice izledi.
Operasyon aynı zamanda Hakan Fidan’ı karalama için kullanılan
bir kampanya olarak görülebilir elbette. Değişik ihtimaller
önümüzde.”
İDDİALAR AMERİKALI SİYONIST GAZETEDEN, TÜRKİYE’NİN YALANLAMASI
İSRAİLLİ SİYONİST GAZETEDEN!
Bu noktada dikkat çeken bir gelişme,
İsrail Haretz Gazetesi’nde yayınlanan bir haber oldu. Habere
göre Türkiye, Washington Post’un iddialarını kabul etmedi. Bu
bilgi İsrail gazetesinin Türk Dışişleri’nden aldığı bilgilere
dayandırıldı. Burada da, Dışişlerinden İsrail gazetelerine bilgi
aktarımı yapan bir odağın halen varlığını sürdürdüğü bilgisine
ulaşıyoruz. Ilginç olan, iddialar Amerikalı Siyonist bir
çevrenin elinde bulunan bir gazeteden geliyor. Türk makamlarının
yalanlaması İsrail merkezli bir gazeteden yayımlanıyor. Bu arada
İran’ın da tabi ne dediğine bakmak lazım. Henüz bir şey
söylemiyorlar. Peki neden bizim adımıza, kaynağı belli olmayan
bir merkez İsrail gazetelerine bilgi veriyor. Türkiye’nin
medyası yok mu?”
BARIŞ TARIMCIOĞLU: CİDDİYE ALMAMALI
Türkiye’nin, İsrail adına casusluk
yaptıkları iddia edilen İranlı ajanları İran’a ihbar ettiği
yönünde Amerikan medyasında çıkan haberi değerlendiren
uluslararası ilişkiler uzmanı haricihaber.com editörü Barış
Tarımcıoğlu, batı medyasını fazla ciddiye almamak gerektiğini
söyledi.
Tarımcıoğlu şu değerlendirmelerde bulundu: “Bir makale
yayınlıyorlar, Dışişleri Bakanlığından gazetelerimize kadar
herkes alarma geçiyor. Bu çok anlamsız. Karşı taraf bunun
üzerine ‘Demek ki ben bu kadar etkiliyim’ diye düşünmeye
başlıyor. Ve bunu sık sık yapmaya başlıyorlar. Bu silahın
etkilerine kendi kendimizi maruz bırakıyoruz. Bunları ciddiye
almamak lazım. Bunların olumlu haberlerini bile kale almamak
lazım. Gündemde yer etmeyi başarıyorlar. Bu gazetelerin hiçbir
şekilde adı anılmaması lazım.”
“YAYINLAR DEVAM EDEBİLİR”
Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ne
zaman bir Amerika ziyareti gerçekleştirse, Washington Post’ta
Türkiye aleyhine bir analizin yer aldığını hatırlatan
Tarımcıoğlu, devletin ilgili birimlerinin bundan sonra bu tür
operasyonel yayınlara karşı daha hazırlıklı olmaları gerektiğini
vurguladı. Tarımcıoğlu ayrıca, kurulmaya çalışılan ideal dünyada
Washington Post’ların, Wall Street Journal’lerin ‘W’sinde bile
bahsetmeye gerek kalmayacağını sözlerine ekledi.
Siyonist lobiden Fidan’a tehdit
HABER MERKEZİ - İsrail, Hakan Fidan’a
medya yoluyla saldırmaya devam ediyor. Göreve geldiği günden bu
yana İsrail kaynaklı imaj zedeleme ve algı operasyonlarına maruz
kalan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yönelik uluslararası kamuoyu
nezdinde itibarsızlaştırma saldırılarına yeni bir halka eklendi.
Daha önce Washington Times ve Wall Street Journal’da yayınlanan
ve Fidan’a yönelik “iftira” olarak nitelenen suçlamalarda
bulunan makalelerin devamı niteliğinde bir yazı Washington Post
gazetesinde yayınlandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos
Dünya Ekonomik Forumu sırasında İsrail Cumhurbaşkanı Şimon
Peres’e “One minute” çıkışını yaptığı panelin moderatörü olan
gazeteci David Ignatius, MİT Müsteşarı’nın İran’a İsrail
hesabına çalışan ajanların listesini verdiğini iddia etti.
Jewish Press ise şu skandal ifadeleri kullandı: “Hakan Fidan bir
sabah arabasında özel bir sürprizi hakediyor.”
ABD İDDİALARI DİKKATE ALMIYOR
MİT Müsteşarı Fidan’ın, 2012 yılında
İsrail adına casusluk yapan İranlıların kimliklerini Tahran’a
verdiği öne sürülen haberde, Amerikan yönetiminin bu iddialara
prim vermediği ve Türkiye ile ilişkilerini olumlu mecrada
sürdürmeye devam ettiği şeklindeki vurgu da dikkat çekti.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Mavi Marmara konusunda
özür dilemekteki tereddütünü bu olayın açıklayabileceği de söz
konusu makalede dile getirildi. “Turkey blows Israel’s cover for
İranian spy ring” başlıklı makalede, İsrail’in İran’a ilişkin
casus ağını, bu ülkeye sınırı olduğu için rahat hareket
edebildiği Türkiye üzerinden kurduğu iddiası yer aldı. Makalede,
Türkiye’nin örtülü İran-İsrail buluşmalarını “agresif sınıriçi
takip” sistemi sayesinde kolaylıkla izleyecek imkanlara sahip
olduğu vurgusu paylaşıldı.
“İSRAİL KENDI AJANLARININ TASFİYESİNDEN RAHATSIZ”
Gazeteci-Yazar Zihni Çakır, Hakan
Fidan’ın MİT’i millileştirdiği gerekçesiyle hedef alındığını
söyledi. Çakır, şunları söyledi: “Türkiye gibi kendi
coğrafyasında çok kritik dengelerin bulunduğu bir ülkede
istihbarat teşkilatını millileştirmek ve coğrafyamızda güç
dengesinde bulunup, oynanan her oyunun arkasında olan güçlerin
kontrolünün dışındaki bir yapıya çıkarmak elbette ki onların
birtakım müdahalelerini de beraberinde getirecektir. Hakan Fidan
gerçeğini bu bağlamda ve bu şekilde okumak mümkündür. İsrail,
MOSSAD aracılığıyla yarım yüzyıldan fazla bir zamandır Türk
Istihbarat Teşkilatı’nın içinde cirit atmıştır. Hepimiz
biliyoruz ki, Hakan Fidan tercihinden sonra İsrail Türk
Istihbarat Teşkilatı içerisindeki dengelerini, yani kendisiyle
işbirliği içerisinde olanların tasfiye edileceğini biliyordu. Bu
yüzden Hakan Fidan’ın MİT’in başına getirilmesine çok büyük
tepki göstermişlerdi. İsrail’in Türkiye’deki uzantıları
üzerinden yürüttüğü bu psikolojik harekâtı Türkiye’nin
istihbarat yapısını göz önünde bulundurduğumuzda normal
karşılıyorum. Ahlaki ve meşru karşılamıyorum. Çünkü yıllardır
Türk Milli Istihbaratı İsrail ajanlarının, MOSSAD ajanlarının
Türk Istihbarat ajanlarına emir dikte ettiği, kimi örtülü
operasyonlarda kullandığı bir yapıydı. Siz bugün o yapıyı
değiştirip millileştiriyorsunuz. İsrail gibi hiçbir zaman
evrensel hukuka hizmet etmeyen bir istihbarat yapısını bu
yapının içerisinden temizlemeye çalışıyorsunuz. Tabii ki refleks
olarak tepki göreceksiniz.”
Sinan Yavuzoğlu
|